- bağlamak, sarmak
- ПХЫН (ЕПХ(ы)
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
bağlamak — i, e 1) Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak Gemiyi iskeleye bağlamak. 2) Düğümlemek İpi ipe bağlamak. 3) i Yara ilaç koyup bezle sarmak Yarayı bağlamak. 4) i Denk yapmak, paket yapmak Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak. 5) nsz Oluşmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çogmak — sarmak, sıkı bağlamak I, 210 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kundaklamak — i 1) Bebeği kundağa sarmak Dikmen Yıldızı yapma bebeğini büyük bir dikkat ve özenle tekrar kundakladı. A. Gündüz 2) Bir yeri kundakla yakmak 3) Saçları yemeninin içine toplayarak bağlamak 4) Tüfek namlusunu kundağa bağlamak 5) mec. Ara bozmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuşatmak — i 1) Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu. N. Cumalı 2) Çevrelemek, çokça bulunmak 3) Kaplamak Fabrika… … Çağatay Osmanlı Sözlük
örümcek — is., ği, hay. b. 1) Örümcekler takımından, ince bir ağ kurarak küçük böcekleri avlayan eklemli bir hayvan (Aranea) Köşede bir örümcek, ince ipliklerini tavandan duvara atarak ağını örüyor. Y. Z. Ortaç 2) Bu hayvanın ördüğü ağ 3) Yürüteç Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkılamak — düğümlemek, sarmak, bağlamak … Beypazari ağzindan sözcükler
ilmikleme — düğümlemek, sarmak, bağlamak … Beypazari ağzindan sözcükler